Kulak yapılarında nadiren de olsa kötü huylu tümörler oluşabilmektedir. Kanser formatında olan bu kötü huylu tümörler, genellikle hücreleri hızla çoğalan ve bölünen dokulardan gelişmektedir. Bunlara örnek olarak akciğerler, sindirim sistemi ve üreme sistemleri verilebilir. Keza hormonların etkisi altında çalışan ve faaliyet gösteren meme, prostat ve yumurtalık gibi organlarda kötü huylu tümörlerin gelişmesinde birer risk faktörü olmaktadır. Oysa kulakta, dış kulağı örten derinin dışında hücrelerin hızlı bir şekilde çoğalarak geliştiği bir yapı yoktur.

Kulakta görülen tümörlerin en çok oluşma yeri dış kulak bölgesidir. Deri ile kaplı olan kulak kepçesi, dış kulak kanalı ve orta kulak, kulak tümörlerinin oluştuğu yerlerdir. Dış kulakta gelişen tümörler genellikle deri kanseri dediğimiz tümör çeşitleridir. Ayrıca bazen iyi huylu ve kist görünümde olan tümörler de kulakta görülebilmektedir. Özellikle kulakta gelişen tümörlerden kötü huylu diye adlandırdığımız kanser türleri, genellikle dış kulak ve orta kulakta olan ve en sık rastlanan yassı epitelyum hücreli kanserlerdir. Ayrıca kanser eğiliminde olmayan ama kötü huylu olarak sınıflandırılan glomus jugulare veya glomus timpanikum olan tümörler de dış kulakta meydana gelebilen tümörlerdendir. Bu tümörler kanser olmasa da dış kulakta ciddi tahribata ve işitmeye, kemik yapısına ve dengede durmaya karşı ciddi komplikasyonlar meydana getirmektedir. Kanamaya meyli yüksek olan bu tarz tümörlerin tedavisinin mutlaka yapılması gerekmektedir.

Kulak organı, küçük boşluklardan meydana gelen bir yapı olduğundan dolayı, bir bölümünde ortaya çıkan tümör varlığını hissettirmeden daha büyük boyutlara ulaşamaz. Mutlaka belli bir boyuta ulaştığında belirti vermiş olur. Bazı durumlarda bu belirtiler hastalar tarafından önemsenmeyip göz ardı edilebilmektedir. Bu gibi durumlarda tümör elbette büyümüş olur. Böyle bir durumda doktora gidilmesi ile doktorun uygulayacağı testler ve fiziki muayenenin yanı sıra bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme tetkikleri kullanılarak tümör kesinleştirilmiş ve tanısı konulmuş olur.

Kulakta oluşan kötü huylu tümörlerin birincil tedavisi cerrahi işlemdir. Çoğu iyi huylu tümörlerde ise tek tedavi yöntemi cerrahi müdahaledir. Kulak organı narin ve duyarlı bir yapıya sahip olmasından ötürü, kulak içinde tümör için yapılacak cerrahi, etrafındaki dokuların bazılarına zarar verebilmektedir. Ancak aslında kulakta oluşan tümör, zaten birçok yapıya zarar vermiş durumdadır. Dolayısıyla cerrahi müdahaleden kaynaklı tahribat, kulağın görüntüsünde pek de fazla bir tahribat yapmamış olacaktır. Bu arada tümör ne kadar çok yayılmış ve dağılmış ise yapılacak cerrahide o denli saldırgan bir işlem olacaktır. O nedenle diğer tüm tümör hastalıklarında olduğu gibi, kulak tümöründe de erken tanı çok önemlidir. Bunların dışında ameliyat sonrası tedavi devamı şeklinde kullanılan iki yöntem vardır. Bunlar ışın tedavileri olan radyoterapi ve gama ışınları yöntemleridir. Ayrıca kulak tümörlerinde kemoterapi uygulanmamaktadır. Sağlıkla kalın.